Nice yıllara İstanbul Modern!

İstanbul Modern’in kalbimizde yeri çok büyük.

Türkiye’nin ilk modern ve çağdaş sanat müzesinin 2004’te Karaköy’deki ilk günlerinden Meşrutiyet Caddesi’ndeki geçici mekânına taşındığı Tony Cragg’li sergi açılışını daha dün gibi hatırlıyoruz.

İstanbul Modern, dün 19’ncu yaşını kutladı.

Müzeyi bugüne kadar 9 milyon kişi ziyaret etti, 900 bin çocuk ve gence ücretsiz sanat eğitimi fırsatı sağlandı.

Açılışından bugüne 77 koleksiyon ve süreli sergi, 42 fotoğraf sergisi, 13 video sergisi, 17 yurt dışı sergisi gerçekleştirildi müzede.

İstanbul Modern Sinema’da ise 422 film programı ile 4 binin üzerinde film gösterimi yapıldı.

“İmzasını taşıyan müze ve sanat kurumlarının o kentin simge yapılarından biri haline geldiği mimar Renzo Piano tasarımı bir müzeyi Cumhuriyetimizin 100. yılında kentimize ve ülkemize kazandırmanın mutluluğunu yaşıyoruz. 19 yılı geride bırakıp, 20. yıla yürüdüğümüz günlerde, sunduğumuz hizmetlere özel olarak tasarlanan yeni binamız gerek mekânsal nitelikleri ve altyapısı gerek teknolojisi gerekse ziyaretçiyi odağına alan özellikleriyle uluslararası bir çekim merkezi olarak kentimize değer katacak” diyor İstanbul Modern Yönetim Kurulu Başkanı Oya Eczacıbaşı.

Zaten Renzo Piano imzalı müze sadece 6 ayda 500 bin ziyaretçi ağırlamış.

İstanbul Modern’in çocuk ve gençlere yönelik eğitim programlarını desteklemek amacıyla 11. defa düzenlenen Gala Modern ise bu yıl ilk kez müzenin yeni binasında 16 Aralık Cumartesi akşamı gerçekleşecek.

Maya Portakal Bitargil yönetimindeki Eğitim Projeleri için Destek Yarışı’na bu yıl 11 sanatçı çalışmalarıyla katılıyor.

Peki ama hangi sanatçılar?

Nevin Aladağ, Ali Alışır, Özlem Altın, Mohamed Bourouissa, Adnan Çoker, Olafur Eliasson, Tadashi Kawamata, Laure Prouvost, Imran Qureshi, Necla Rüzgar ve Elif Uras.

BASE, Akaretler’de başlıyor

BASE, yedi yıl önce genç sanatçılar için yeni bir fırsat olarak ortaya çıktı.

Yeni mezun sanatçıların işlerini sergilemeleri için ilk akla gelen platform oldu.

“Çok büyük bir mezuniyet sergisi gibi” diye özetledi BASE’in yaratıcıları Ali Kerem Bilge, Aslı Boduroğlu ve İdil Bilge.

Daha ilk yılında beş günde 10 bin kişi tarafından ziyaret edildi.

20 şehirde 31 üniversiteden 108 sanatçıya ait 116 yapıta ev sahipliği yaptı.

Aslında BASE, bir fuardan çok bir sanat buluşması.

Tüm Türkiye’nin yeni mezun olan sanatçılarını ilk kez İstanbul’da Galata Rum Okulu’nda, daha sonra ise Akaretler Sıraevler’de aynı çatı altında bir sergide buluşturdu, sonra farklı mekanlara taşındı.

Her yıl Mardin’den Antalya’ya, Batman’dan Kayseri’ye 20 şehirden, 30 üniversiteden, 100 sanatçıya ait yüzlerce yapıta ev sahipliği yaptı. Resim, seramik, video, heykel, yerleştirme, fotoğraf, baskı, cam ve grafik tasarım gibi pek çok farklı sanat dalından yapıtlar sergilendi.

Şimdi ise BASE, 26 şehir, 36 üniversiteden 120 sanatçı adayına ait 130 yapıt ile Derya Yücel küratörlüğünde “Gerçekliğin İçinde, Düşlerin Kıyısında” temasıyla Akaretler’e geri döndü.

Bugün ön izleme ile başlıyor, 17 Aralık’a kadar devam edecek.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*